Türkiye Hemofili Derneği 2000 yılında İspanya-Sevilla Dünya Hemofili Kongresi’nde 2004 Dünya Hemofili Kongresi’ni İstanbul’da gerçekleştirmek için aday adayı ülke olmuş ancak son iki ülke arasına kalmış ve son oylamada Tayland-Bangkok Dünya Hemofili Kongresini yapma hakkını elde etmişti. Her işte bir hayır var diyerek hemofili alanında hizmet etme gayretimizi daha da artırdık. Ne güzel bir tesadüf ki 2008 kongresini yapma hakkını Bangkok Dünya Hemofili Kongresinde son iki aday olarak yarıştığımız İtalya-Milano’ya karşı bir oyla elde etmiştik. 2008 yılı dünya kongresi adaylığı için İtalya-Milano ile son iki ülke olduğumuz haberini aldığımızda yönetim kurulu olarak üzerimizdeki yükün ağırlaştıkça değerlendiğinin farkına varmıştık. 2004 yılında Tayland-Bangkok’ta yapılacak genel kurulda derneğimizi temsil yanında ülkemizi ve İstanbul’umuza da temsil edecek olacağımızın vakuru içinde hazırlıklara başladık. Kanada merkezinden İstanbul’un kongre için yeterli bir kent olduğunu araştırmaya ve soruşturmaya yönelik heyetler geldikçe işlerimizin sadece dernek temsili olmadığını buna Turizm Bakanlığının, Kültür Bakanlığının, Büyükşehir Belediyesinin, İstanbul Kongre merkezinin de dahil olması zorunluluğunu hissettik.
Kongre için gelecek konukların İstanbul’a ne kadar uyum sağlayacakları, hava durumu,iklim değişiklikleri, maddi garantiler vs vs ile geçen prosedürlerle dolu geçen iki yılın ardından 2004 yılı Ekim ayında Tayland havaalanında elimizde 10 bavul dolusu tanıtım malzemesi ve 14 kişilik ekibimizle dersine iyi çalışmış olmanın yanı sıra sınav öncesinin heyecanı içindeydik. Kongrenin her gününü derneğimizi ve İstanbul’u tanıtma fırsatını kaçırmadan değerlendirirken promosyon malzemelerimizi düzenlemek için bizlere oda bile vermeyen kongre organizasyonuna inat yerlerde dosya dolu çantaları hazırlıyorduk. Hemofiliklerin bükülmez denen eklemlerinin yüce değerler uğruna nasıl büküldüğünü gösteren fotoğraflar şahidimdir ki emeklerini minnetle anacağım sayın Mustafa Tekinel, Serdar Karaman, Gökhan Tavukçu, Volkan Tavukçu, Ayben Kokum ve Dr. Emre Tepeli’ ye bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.
22 Ekim 2004 tarihinde Bangkok Birleşmiş Milletler Binasında gerçekleştirilen genel kurulda Avrupa Birliği’nin zengin ve moda şehri Milano ile İstanbul görücüye çıkmıştı.Kongre hazırlanma ekibi olarak bir araya gelerek birbirimizle kenetlendiğimiz anda etrafımızdaki bizi tebrik etmek için sıraya giren diğer ülke delegeleri hayranlıkla bizleri tebrik ediyor ve alkışlıyordu.
Bu kongrenin elde edilmesini inanmış yürekler, mavi gözlerden akan yaşlarla birlikte kara kaşların ve açık alınlıların terleri sağlamıştı. Şimdiye kadar yapılan en büyük, en rekor katılımlı Dünya Kongresini gerçekleştirdik. Tüm emeği geçenlerin çabasına ve yüreğine sağlık.Çok yoğun geçen iki yılın kongre öncesine rastlayan son 10 günü kongre düzenleme kurullarında yer alan bizler için tarif edilmez zorluklar ve sabır gösterilmesi gereken sorunlarla doluydu. Bize tabanda bir olarak yansıyan zorluklar tavandaki büyüğümüz Prof. Dr. Bülent Zülfikar’ın omzunda binlerle anlam buluyordu. Uzun süre yanında bulunmaktan onur duyduğum sayın başkanımıza bu yazı vesilesiyle bir kez daha dua ve minnettarlığımı sunuyorum.
Kongrenin bilim tarafında şahsımın da içinde bulunduğu medikal ve multidisipliner komite toplantıları sırasında şekillendi. Medikal komitenin eş başkanı Sayın Prof.Dr. Serdar Bedii Omay’ın tıbbi konulardaki yönlendirmesi, şahsımın da multidisipliner konulardaki başlıkların ülkemize has olması mücadelesi kongre final programı hazırlanana kadar sürdü.Sonuçta program elimize geçtiğinde emeklerimizin boşa gitmediğini gördük.Dünya Hemofili Federasyonu 28.Dünya Hemofili Kongresini gerçekleştirirken Türkiye Hemofili Derneği’nin sorumluluğuna sadece sosyal programları vermişti. Ülkemizi ve İstanbul’u tanıtmak için sosyal programlar çok önemliydi. Bu programlara enerjimizi harcarken derneğimizin temel prensiplerinden biri olan bilimsel konularda öncü olma ve her zaman günceli yakalama düsturu ile hareket edildi. Bu amaçla kongre programına önerdiğimiz 28 bilimsel konu başlığından 16 tanesi 6 ayrı oturum halinde programa alındı ve kongrede katılımcılara sunuldu. Bu 6 oturumda konuşan konuşmacılardan 5 tanesi Türkiye Hemofili Derneği’ne üye bilim insanlarıydı.
Dünya Hemofili Kongresinde anlatılan konular 4 gün süresince 8 ayrı toplantı salonunda aynı anda yapıldığı için görevli olmam nedeniyle, tüm konuşma ve konuşmacıları dinleme ve izleme şansını elimden aldı
1 Haziran 2008 Bugüne gelene kadar çok badireler atlattık. Bu kongrenin alınma aşaması, geçirilen teftişler… WFH’nın birçok çekincesi… Ama hepsinin üstesinden geldik. Kongre organizasyon komitesinin belirlenmesi, medikal ve multidisipliner eş başkanların seçimi,kongre program toplantıları için onlarca toplantı,yaklaşık medikal ve multidisipliner alanda 800 konudan uygun olanların seçimi,başkanlar konuşmacı seçimi gibi onlarca yeni uğraşlar.Hepsi yorucu ama özeldi.
Kongre mekanı olarak daha önceden belirlenen Lütfi Kırdar’ın son anda ortaya çıkan restorasyonu konusunda yaşadığımız şansızlık ise her iki tarafın da öngörüsünde olmayan bir durumdu. Hatta son dönemlerde kongrenin yapılmasını tehlikeye sokma aşamasına bile getiren bir gelişme.Çok gergin geçen 2-3 telekonferans görüşmesi.Kongre Başkanı Prof. Bülent Zülfikar’ın çabaları sonucu Askeri Müzeden katılımcıların geçişi için izin alınması sorunun çözümü açısından en büyük kolaylığı sağlamasına rağmen restorasyon bize birçok ek maliyeti de beraberinde getirdi. Özürlülerin kullanımı için yapmamız istenen asansör ve tüm katılımcıları otellerinden kongre merkezine ve geri otellerine taşımları için shuttle servisler gibi. WFH’nın kongre bütçesinden bir miktar katkısı ve sponsorlarımızın yardımıyla bu problemleri de çözdük. Ve sonunda o gün geldi çattı. Aslında ilk başarımızı Klasis Oteldeki NMO toplantısında gösterdik. WFH’nın tedavi odası konusundaki birçok çekincelerini daha kongre başlamadan NMO toplantısında bertaraf ettik.
WFH’nın tedavi, fizyoterapi odası ve faktör bağışı konusunda ciddi tereddütleri vardı. Özellikle faktör bağışı konusunda. Vancouver Dünya Hemofili Kongresinde yaşadıkları olumsuzluklar bunun en önemli nedenlerinden biriydi.Sonuçta sorunsuz bir şekilde yeterli miktarda faktör bağışımızı kongre başlamadan çok önce temin etmiş olduk. NMO toplantısı ve Kongre süresince de Dr. Fikret Bezgal ve Dr. Fatih Kol, fizyoterapist Gülten Hanım ve ekipleri büyük bir başarı gösterdiler. Alman Hastanesine de katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz. Aramızda yapılan anlaşma gereği ambulanları sürekli orada bulundu ve hatta kültürel gece de Sultanahmet’e de geldi Şükür ki acil durum oluşmadı ve kendilerine ihtiyaç duyulmadı.
Gönüllüler… WFH’nın büyük önem verdiği konulardan bir diğeriydi.Konunun önemi dolayısıyla Fatma Bali yönetim kurulu üyemiz olarak bu konudan tek sorumluydu.Ekibi ve gençleri büyük özveri göstererek kongre öncesinde başlayan onlarca eğitim toplantısı yaparak hazırlandılar.Öğrencilerin sınav zamanına denk gelen tarih dolayısıyla oldukça zorlu bir programlama sonrası hem WFH hem de tüm katılımcılardan büyük beğeni aldılar.Çok teşekkür ediyoruz.
Ve açılış günü… Muhteşem bir açılış. Katılımcıların gözyaşlarıyla ayakta alkışladığı… Aramızdaki kültür farklılığından dolayı WFH’nın akışına müdahale etmek istediği gösterimiz büyük bir başarıyla icra edildi. Fatih Öznur, Şef Nevcivan Özel ve ekibine ve Dr. Aylin Çiftçi’ye sonsuz teşekkürler. Kültür zenginliğimizi tüm dünyaya bir kez daha çok güzel bir performans ile ispat ettiler.
Kongrenin 2. günündeki sosyal ve kültürel organizasyonumuz da büyük övgü aldı. Gerçi Topkapı Sarayı gezisi için izin alma sürecinde çok zorlandık ama nihayetinde Kongre başlamadan 2 gün önce bu izni de almayı başardık. Zamanın İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Ahmet Bilgili’ye sonsuz teşekkürler. Tüm katılımcıların hayran kaldığı Topkapı Sarayı gezisi ve ardından her şeyin arttığı kimsenin aç kalmadığı zengin menüsüyle ikramımızın gerçekleştiği Ayasofya önündeki sosyal gecemiz. Özürlü katılımcılarımızın gezintilerinde yol açısından aksaklık yaşamaları, Ayasofya önünden Topkapı Sarayı’na 40 dk. gitmeleri ve saat 9:00’a doğru, herkes dağılma durumundayken ikram alanına gelmeleri bizleri üzdü.
Gala gecesi… Kent Orkestrasının tüm yapılan görüşmelere rağmen (saat 23:00 – 23:30’a kadar çalmaları konusunda) performanslarını katılımcıların tam eğlenmeye başladığı esnada saat 22:10’da kesmeleri bizleri üzdü. Fakat atmosferi çok güzel, yoğun katılımı olan kaynaşma açısından çok verimli ve hoş bir gala yemeği oldu.
Bilimsel açıdan da çok ses getiren bir kongre gerçekleştirdik. Gerek konu başlıklarımız olarak gerekse oturumlara katılımcı sayısı olarak şimdiye kadar yapılan en başarılı ve verimli Dünya Kongresini biz gerçekleştirdik ve tüm dünyadaki bilim adamlarından hakkımız olan övgüyü aldık. Emeği geçen tüm hocalarımıza sonsuz teşekkürler.
Tabi ki annelerimiz… Özverileri, katkıları unutulmaz. Her işin ucundan tuttular. Onlarsız zaten Türkiye Hemofili Derneği düşünülemez. Emeklerine, yüreklerine sağlık sonsuz teşekkürler.
Genel Kurul… Pek çok idari ve mali konularda tartışmalar oldu, kararlar alındı. Ve 2012 Dünya Kongresini Paris, Toronto’ya karşı 63’e 18 gibi ezici bir üstünlükle organize etmeye hak kazandı. Kendilerini kutlarız.
Aday olduk… Kaybettik….Tekrar aday olduk… Kazandık… Çok çaba harcadık. Sınırlı imkanlarımızla büyük işler başardık. Her şeye rağmen şimdiye kadar yapılmış Dünya Hemofili Kongrelerinin her açıdan en büyüğünü gerçekleştirdik. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Bu bir yürek ve gönül işiydi ve herkes gönülden çalıştı. Herkesin gönlüne, yüreğine ve emeğine sağlık.